A password will be e-mailed to you.

Bir okurun itirazı…

Biliyorsunuz, bizde kitap fuarları aslında fuar değil panayırdır, yani endüstrideki son gelişmelerin gösterildiği ve endüstri içi ticaret anlaşmalarının yapıldığı bir yer değil, tüketiciye mal satma derdinde olan yerlerdir. Basit bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor bu fuarlar – kitapçılar kötü olduğu için okurlar yıl içinde pek çok kitabı göremiyor bile, ama fuarda bunları bir arada bulma şansı oluyor; yayıncılar açısındansa doğrudan satış yapma ve sıcak para elde etme olanağı sağlıyor, bu da dağıtımcıdan aldığı %50 indirimli, beş ay vadeli kısmi çeklerle çarkını döndürmeye çalışan çok sayıda yayınevi için oksijen desteği anlamına geliyor. 

Ne var ki fuar, sistemi tedavi etmediği gibi aslında bu bir seferlik yüklemeler sistemi daha da bozuyor. Kitapçı satışları ocak ayına kadar toparlanmıyor bir kere, dolayısıyla yayıncılar da normal kanallardan satış geliri elde etmeyi umamaz hale geliyor. Stand kirası, personel masrafı vs.’yle birleşince, kazandığınıza yakınını harcamış ya da gözden çıkarmış oluyorsunuz.

Onun da ötesinde fuar, okurluk durumunun en önemli ritüellerinden biri olan "kitapçıda dolanma"yı mahvediyor. fuara gidenler bilir, yüzlerce, bazen binlerce insanla birlikte oradan oraya sürüklenerek, sıcaktan ve havasızlıktan başınız dönerek, ne gördüğünüzü bile bir süre sonra anlamaz hale gelerek yapılan bir avm alışverişidir fuar. oyalanmaya, itiş kakış olmadan bir kitaba dilerseniz yirmi dakika bakmaya, keyif almaya, iyi vakit geçirmeye, dinginliğe imkan tanımaz. oysa kitap okumak nasıl mahrem bir deneyimse, okunacak kitabı bulmak da bir o kadar muhterem bir deneyimdir.

Bunun çaresi çok basit ya da Ortodoks değil belki, ama hiç yok da değil. temelde yapılması gereken, yayıncıyla düzgün ticari ilişki içinde olacak kaliteli kitapçıların açılması. bunu kitapçılığa meraklı birey ya da kurumlar yapamadığına göre, iş yayıncılara düşüyor demektir (devlete düşmeyeceğine göre). Bazı büyük yayınevlerinin, kendi satış mağazaları olduğunu biliyoruz, ama bu ideal bir çözüm değil elbette – bu mağazalar da birer kitapçı gibi durmuyor aslında, sundukları kitap çeşidi de sonuçta o yayınevinin kitaplarıyla sınırlı. Ama belki birkaç yayınevinin bir araya gelmesiyle, belki yayıncılar birliği’nin öncülüğüyle yeni bir kitapçı-kooperatif modeline gidilebilir. İndirimli fiyat peşindeki okur internet satışına ya da e-kitaba yönlendirilebilir.

Bu tür çözümlerin aranmaya başlaması için ilk koşul, zorunlu bağımlılık yaratan fuar sisteminin ortadan kalkması. bunu da ancak okurlar başarabilir – fuara gitmeyerek. "kitap okumak gerekir" diyen bir okur kesimi var ki, onlar kitap fuarına gitmeye bir tür ibadet olarak bakıyor, yani kalkıp yılda bir beylikdüzü’ne gitmek ve o hangarda kitap almak bir tür hac oluyor. Deneyimin kendisi ne kadar tatsızsa onlar o kadar tatmin oluyor. Onları iflah edemeyiz belki, ama geri kalanlar için bir şey yapmak şart.

Daha fazla yazı yok
2024-11-01 10:25:45