A password will be e-mailed to you.

Pera Müzesi’nin 10. Yıl kutlamalarından biri Cecil Beton’ın “Portreler” sergisi. Terence Pepper’in küratörlüğündeki sergi, İngiltere’nin bu dünyaca ünlü fotoğrafçısı ve kostüm tasarımcısının çalışmalarını geniş bir seçkide, hatta bugüne dek hiç sergilenmemiş fotoğraflarla sunuyor. 

Fotoğrafa yazdığı hayatlarla bir dönemin tanıklığını yapmayı mümkün kılıyor Cecil Beaton. Üstelik portre çalışmalarıyla. Yüzlerden yansıyan ne varsa ustalıkla aktarıyor. Ne kadar hazırlık yapılmış olursa olsun o andan kalan farklı bir doğallığı var fotoğraflarının. Bir şekilde gerçeği yakalıyor; tüm yalınlığıyla, sade ama çarpıcı.

Pera Müzesi’nin 10. Yıl kutlamalarından biri Cecil Beton’ın “Portreler” sergisi. Terence Pepper’in küratörlüğündeki sergi, İngiltere’nin bu dünyaca ünlü fotoğrafçısı ve kostüm tasarımcısının çalışmalarını geniş bir seçkide, hatta bugüne dek hiç sergilenmemiş fotoğraflarla sunuyor. 

Beaton’ın 1920’lerden ‘70’lere kadar fotoğraflarını çektiği sanatçılar, yazarlar, film yıldızları, entelektüeller ve kraliyet mensuplarının portreleri yer alıyor sergide. Yıllardır Vouge ve Vanity Fair gibi dergilere fotoğraflar çeken, Gigi ve My Fair Lady filmleriyle “En İyi Sanat Tasarımı” ve “Kostüm Tasarımı” dallarında üç Oscar ödülü bulunan Cecil Beaton, İstanbul ve Türkiye’yi de üç kez ziyaret edip fotoğraflar çekmiş. 

Pera Müzesi’ndeki sergide birbirinden çarpıcı, iz bırakan portreler çıkıyor karşımıza. Çoğunluğu siyah beyaz olan fotoğraflarda Colette’in kışkırtıcı bakışı, Gary Cooper’ın ‘sıradan’ hali, Picasso’nun ‘ben’ deyişi, Marlene Dietrich’in porselen güzelliği, Salvador ve Gala Dali ikilisinin bilinen aykırılığı, Churchill’in politikacı duruşu, Nabokov’un delici bakışları, Marlon Brando’nun farklılığı, Ingrid Bergman, Grace Kelly ve Marilyn Monroe’nun birbirlerinden farklı ve sade güzellikleri, Rudolf Nureyev’in heykelimsi silueti hemen dikkat çekiyor.

Cecil Beaton’un tüm sanatçılar içinde en önem verdiği kişi Greta Garbo. Beaton’un kamerasından Garbo’nun zarafeti, asil güzelliği olduğu gibi yansıyor. Fotoğraflarını çekmek için sekiz yıl beklediği Garbo’nun fotoğrafı ve diğer ünlü kadın artistlerin fotoğraflarındaki ortak özellik güzelliklerini abartmaktan kaçınması. Hatta ufak tefek çizgiler, kusurlar Beaton’un ışığında daha belirgin hâle geliyor sanki. Sergideki en şaşırtıcı fotoğraflardan biri, bir çoğumuzun hep ‘olgun’ halini bildiği Kraliçe II. Elizabeth’in gençliğinin naifliği. Twiggy’den Barbara Streisand’a, Maria Callas’dan Elizabeth Taylor’a birçok tanınmış sanatçının portrelerinin arasında dolanırken en etkileyici bulduklarım Charlotte Rampling ve renkli Audrey Hepburn fotoğrafları oldu.

Yirminci yüzyılı özellikle sanatçılar, yazarlar, oyuncular ekseninde anlamlandırmak için Cecil Beaton’ın sergisi kaçırılmayacak bir fırsat. İfadenin ardında kalanı çözmeye çalışmak hoş bir çaba. 



 
Cecil Beaton – Portreler/ www.peramuzesi.org.tr/ 26 Temmuz’a dek sürüyor.

Daha fazla yazı yok
2024-11-25 02:32:00