İzleyiciyi sıkmaması gerektiğinin fazla bilincindeki Bartlett, 2000’lerden günümüze ödül üzerine ödül kazanıyor. Modernitenin neredeyse Kafkaesk sendrom ve yan etkilerinden yola çıkarak yazdığı oyunlarının her biri olay oluyor. Personel de onlardan biri.
Yeni kuşak tiyatro yazarlarının metinleri konusunda meydan okuyacakları yazarlar elbette Shakespeare değil Arthur Miller hiç değil. Kesinlikle televizyon dizisi yazarları. Televizyonda 25 dakikada harikalar yaratan bu diziler olduğu sürece yarışmaları gerekenlerin Miller veyahut Tennesse Willliams olmalarını beklemek evet haklısınız muhafazarlık olur. Lakin tiyatronun kendi tarihi çerçevesinde ve kendi üzerine kapanan Brecht’ten Peter Brook’a ve -hatta Diderot’suz olmaz- Diderot’ya metinleri de aramak bulmak neredeyse imkansız. İşte Mark Bartlett’in Türkçeye Personel olarak kazandırılan Contraction’ı onlardan biri değil. Okuduğu meydan Wire izleyicisine, televizyon dizicilerine… İzleyiciyi sıkmaması gerektiğinin fazla bilincindeki Bartlett, 2000’lerden günümüze ödül üzerine ödül kazanıyor. Modernitenin neredeyse Kafkaesk sendrom ve yan etkilerinden yola çıkarak yazdığı oyunlarının her biri olay oluyor. Personel de onlardan biri. Emma ve müdürü arasında bir göz odada yaşananlar izleyiciyi televizyon ekranına bağlandığı gibi bağlıyor hiç şüphesiz oturduğu yere. Personel, şirket çalışanı Emma’nın efendisi müdürüne verdiği özel hayatıyla ilgili hesapların ve bu hesapların birer itiraf ve ödüne ardından teslimeyete dönüştüğü bir seri görüşmeden oluşuyor. Müdür, ilk dakikalarında hatırlatıyor Emma’ya şirketle imzaladığı kontratını. Buradaki en mühim maddeyi yüksek sesle izleyiciye daha oyunun ilk dakikasında bütün oyunun üstüne kurulu olan temasının altını çizercesine: Şirket personelinin şirketten biriyle “romantik ve seksüel” ilişkiler yaşamasının sözleşmeyi ihlal ve işten atılmanın ilk birinci maddesi olduğunu öğreniyoruz çabucak. Ondan sonrası neyin romantik neyin seksüel ve Emma’nın iş yerinden Darren ile hem romantik hem de seksüel bir ilişki yaşadığını itiraf etmek zorunda kalışı. Ardından müdürün her görüşmede Emma’nın özel hayatını şirketin kamusal hayatı adına ihlal edişi ve Darren’la olan ilişkisinin ne zaman biteceğine ilişkin gün tarih almasına kadar vardırışı… ve daha neler neler.
Eğer tiyatro yazarları televizyon dizileriyle rekabet içindeyse biz de tiyatro yazarları olarak oyunun konusunu baştan sona anlatıp spoiler vermeyelim öyle değil mi?
Oyunun Türkiye Craft Tiyatro uyarlamasındaki detaylara geçecek olursak…. Amerika’daki uyarlamasında ofis seslerinin telefon ve bilgisiyar tıkırtılarının Emma ve müdür görüşmelerinin arasını bol bol doldurduğunu söylemeliyim. Craft tiyatro yönetmeniyse uyarlamasına sağlı sollu kıraathane televizyonu yüksekliğinde ikişer ekran asarak kendi imzasını katmış. Bu iki ekran kimi zaman Emma, kimi zaman müdüre odaklanarak oyunun teması olana özel hayata müdahaleyi izleyiciyi de birer gözetleyiciye indirgeyerek ve izleyiciyi televizyon koltuğunda oturduğundan daha aktif kılarak kendi versiyonunu üretiyor. Bu anlamda takdir edilesi ekranlar yine de görüşmeler arası boşluklarını tedavide faydasızlar.
Dolunay Soysert’in oyunculuğu karşısında şapka çıkarmamak imkansız. Emma rolündeki Aslı Enver’e, efendi’ce olmayan her türlü yola başvurarak efendi’lik gerçekleştirmesinin baş döndürücülüğü televizyon dizilerinden tanıdığımız Soysert’in televizyonun tam hakkını vermediği yeteneğini keşfetmek için muazzam bir fırsat. Fakat İngiliz Bartlett’in sinir bozucu bir soğukluk, tedirgin edicilik ve ses yükseltmeden yazdığı satire’ne Türkiye versiyonunun bir tür Akdenizlilik, ses, fazla bağırış, el kol hareketi kattığını ifade etmesem olmaz. Bartlett’in Anglo Sakson psikopatlıkta sınır tanımayan müdürün bütün gücü sakin sessiz asla isterikliğe vardırmadığı sinizm dolu karakteri oysa… Bu oyunun en modern tarafı bu soğukkanlı modern psikopat müdüründe saklı.
İşçi Emma, oyunun finalinde başkaldırmasa da-spoiler dikkat- köle doğmuş köle kalacak ama isyan edecek. Bu isyan edişi sırasında müdür onu uyaracak. Oyunun yönetmenini kutladığım andır: dikkat dikkat: “Böyle nefes alma Emma…” Hatta henüz finale uzakken yine müdür: “ böyle isterik sesler çıkarma lütfen Emma… “diyecek.
İşte uyarlamanın zaafını aslında Dolunay Soysert’in müdür rolünde kendi ağzıyla dile getirdiği gibi o “nefes”leri çıkarması, o masaya vuruşlar, yer yer müdür olarak asıl kendisinin odaya Emma girmeden önce saçlarını açması, kapaması, yaşlı gözlerle sanki Darren’le asıl o aşk yaşıyor da acısından Emma’ya bu zulmü yapıyor hallerinin tüm isterikliğinde yatıyor. Bartlett’in metninin oyun en güçlü tarafı olan İngiliz sinizmini bir bir Akdenizlileştirmesinde hatta Türk dizisi karakterleri ağlaklıklarını bahşedişinde….
Bir de ‘romantik ve seksüel’ ilişkilere izin vermeyen şirket kuralının neden cinsel değil de seksüel olarak çevrildiği tarafımdan oyunun çevirmeni Okan Başar Bahar’a sormak istediğim bir başka soru ve sorun.
Her şeye rağmen Personel, sürükleyiciliğindeki kusursuzluğu, oyuncuların yaptıkları işten aldıkları hazzı gözlerinden bize okutuşu, izleyiciyi gözetleyene dönüştürücülüğüyle kocaman bir B artı’yı tarafımdan hak ediyor.
B artı
Personel’in Künyesi
Oyun Süresi: 70 Dakika
Yazan: Mark Bartlett
Çeviren: Okan Başar Bahar
Yöneten: Çağ Çalışkur
Oyuncular: Dolunay Soysert ve Aslı Enver
Dekor-Işık: Taciser Sevinç
Kostüm: Can Remzi Ergen
Fotoğraf: Muhsin Akgün Casting: İbrahim Çiçek
Video: Erkan Kurtuluş-Olgu Baran Kubilay
Proje Ekibi: Mehmet Ali Tunç, Nazmi Akyüz, Yağmur Başkurt. Craft Kadıköy –
Saat : 20:30
Adres:Zühtüpaşa Mh., Şefik Bey Sk, No:17, Kadıköy İletişim Telefon:(0216) 345 0518