Galata’ya Reşad Ekrem Koçu’nun gözünden bakmak
İflah olmaz bir arşivcinin hayatı boyunca biriktirdiği arşivi açılıyor: Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi
Galata ve Karaköy’ün en güzel caddelerinden biridir Bankalar Caddesi. 18. y.y’dan kalma neoklasik binalarında şimdi oteller olsa da eskiden hep bankalar vardı: İş Bankası, Garanti Bankası ama en önemlisi TC Merkez Bankası hala duruyor! Garanti BBVA, Merkez Bankası’na bitişik binasını SALT Galata adı altında bir kültür ve sanat mekanına dönüştürdüğünden beri, birbirinden önemli sergilere ev sahipliği yapıyor. Ama Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi Arşivi’ni Kadir Has Üniversitesi iş birliğiyle “Başka Kayda Rastlanmadı” başlığıyla bütün binaya yayılarak hazırlanan sergi, sizi İstanbul’un tarihi içinde mizah da yüklü bir yolculuğa sürüklüyor.
İşbirliğinin ve hazırlığın öyküsü, tahmin edemeyeceğiniz kadar uzun: Reşad Ekrem Koçu, tarihçi ve romancı olmakla kalmıyor, ömrünü (1905-1975) sadece roman değil, bir İstanbul Ansiklopedisi yazmaya harcıyor. Ama bu bildiğimiz tür bir ansiklopedi değil. Bu ansiklopedide, “Başka yerlerde kaydına rastlanmayanlar” var! Kim mi onlar? Berduşlar, yatacak yeri olmayanlar, güzel kadınlar, meyhaneler, tulumbacılar, kayıkçılar, v.b. Kuleli, Askeri Lisesi, Vefa ve Pertevniyal Liselerinde tarih öğretmenliği de yapmış bir ilim insanı niye toplumun bu kesimlerine ilgi duyar? Röportaj yapsaydım bunu sorardım kendisine ama bakış açısından anlamak mümkün, çünkü onlar da var, bu şehirde yaşıyorlar ama sanki görülmüyorlar? Titizlikle toplayıp üzerinde çalıştığı gazete kupürleri, kolajlar, çizimler, metinler de gösteriyor ki Koçu, kendi ifadesiyle İstanbul’un muazzam kütüğünü çıkarma amacıyla yola çıkmış. İnanılmaz bir malzeme toplamış ve üzerinde çalışmış. O kadar ki bu çalışma tabii hızlı gidememiş, yaşamı boyunca aralıklarla da olsa, ancak 173 fasikül ve 11 ciltle G harfine kadar bastırabilmiş; gerisi kalmış! Tarih öğretmenliğinin yanında Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Sabah gibi çeşitli gazete ve dergilerde de yazmış. Kupür biriktirme alışkanlığı bu gazete yazarlığından geliyor olsa gerek.
Dahiler çılgın olur
Gazeteci ve öğretmenlerin günümüz yaşam biçimine baktığımız zaman bütün yaşamını ve hatta kişisel servetini içeren aileden miras köşkünü, parasını ve hatta sağlığını kaybederek kim böyle delice bir işe kalkar? Kültür idealistliği nostaljik bir değer artık; neyse ki büyük kurumlar var. Aile, kendilerine kalmış bu muazzam arşivi Kadir Has Üniversitesi’ne devretmiş, onlar da büyük bir kadro ile giriştikleri işte 2018 yılından beri iğneyle kuyu kazarak ve Salt Galata ile iş birliği yaparak ilginç bir sergi hazırlayarak kamunun ilgisine sunuyor, unuttuklarımızı hatırlatıyor.
Galata ve ayak takımı
Böylesine devasa bir malzemenin içinden serginin konusu olarak Galata üzerine odaklanılmış. Anladınız tabii heyecanımı, bir Galatalı olarak semtimin geçmişi beni çok meraklandırıyor. İkincisi de Galata’dan bahsedilirken hep bankerlerden, tefecilerden, Yahudi, Rum, Ermeni yurttaşlarımızın bu bölgede yaptıkları ticaretten ve paradan laf açılır. Oysa Reşad Ekrem Koçu’nun ilgi alanı “ayaktakımı”! Sahilde sırt hammallığı yapanlar, kayıkçılar, yakışıklı balıkçılar, meyhanelerde kafa bulan gemiciler, şarkıcılar, kantocular, dansözler, başka bir dünya!
Bir zamanlar medya
Koçu’nun seçtiği gazete haberlerinin içeriği ve haber dili ise beni gazeteci olarak ilgilendiriyor. O yıllardaki başlıklar, haberin ele alınış tarzı, yazılış biçimi o kadar farklı ki, o kadar sevimli bir acemilik mi desem, özellikle mi desem, adeta mizah dergisi! Kendimi kaptırdım bütün kupürleri tek tek okudum neredeyse!
Koçu, görsel olarak da bol bol desen kullanmış ve bunları çeşitli ressamlara çizdirmiş. Özellikle Sabiha Rüşdü Bozcalı’ya çizdirdiği illüstrasyonlar çok başarılı.
Arşiv üzerinde 2018’de Meriç Öner ve Arzu Erdem tarafından başlatılan ve o tarihten beri büyük bir ekiple çalışılan projeye katkıda bulunanları ve yapılacakları sayalım. Söz konusu olan 40 bin belge dijital ortama aktarılarak çevirim içi erişime açılması planlanıyor. Buna bir e-yayın da eşlik edecek. Bu çalışmaya mimarlık tarihçisi Bülent Tanju, araştırmacı Cansu Yapıcı, Salt’tan Gülce Özkara, Masum Yıldız, Emirhan Altuner ve Kadir Has Üniversitesi öğretim elemanları katkıda bulunuyor.
Sergiyi gezmek için
29 Ekim’e kadar sürecek sergi için düzenlenen etkinlikler de çekici: Sergiyi daha iyi anlayabilmek için ekipten uzmanlar eşliğinde ücretsiz sergi turları 27 Mayıs’ta başlıyor.
Haziran – Ekim arasında Melankoli ve Kent Açık Ders; Bülent Tanju, Neslihan Şık ve Umut Tümay Arslan’ın katılımıyla verilecek.
Film programı da var: “Beni kimsenin anlamadığı bir İstanbul’da Yaşamaktan Yoruldum” 60’lardan 2000’lere İstanbul’un kent hayatını anlatan filmler!
Mutlaka katılın dediğim bir başka program ise KENT Yürüyüşleri. “Haliç’te iki Yalı Boyu, Galata ve çevresi, Cins Adımlar ise cinsiyet odaklı hafıza yürüyüşü ile kent mekanlarına alternatif bakış açıları sunmayı hedefliyormuş ki çok merak ettim, buna katılacağım!
Reşad Ekrem Koçu’nun kendine özel dili üzerinde çalışmak isteyenleri ise atölyelere bekliyorlar. Daha fazla bilgi için tabii ki saltonline.org