Arter ve Neues Museum Nürnberg, Vehbi Koç Vakfı Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan düzenlenen “Zamanın Kıyısında” isimli sergi için işbirliği yapıyor. Küratörlüğünü Dr. Thomas Heyden’in yaptığı sergi Bilge Friedlaender, Ahmet Doğu İpek ve Füsun Onur’un koleksiyonda yer alan işlerini bir araya getiriyor. Heyden sergiyi üç sanatçının yaklaşımlarındaki ortak nokta olarak gördüğü sessizlik teması etrafında kurgularken, filozof Michel Foucault’dan ödünç aldığı, geçmişi şimdiden ayıran ve serginin şiirsel ufkunu belirleyen “zamanın kıyısı” kavramını serginin adına taşıyor. 22 Mart’ta Neues Museum Nürnberg’de açılan “Zamanın Kıyısında”, 10 Haziran 2018’e kadar devam edecek.
2000 yılında kaybettiğimiz sanatçı Bilge Friedlaender’ın 2016’da Işın Önol ve Mira Friedlaender’ın eş küratörlüğünde Arter’de düzenlenen “sözcükler, sayılar, çizgiler” adlı sergisinden tanıdığımız yapıtlarının önemli bir bölümü Vehbi Koç Vakfı Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na kazandırılmıştı. Sanatçının 70’li ve 80’li yıllarda el yapımı kâğıt üzerine suluboya, pastel, mürekkep, tel, iplik gibi malzemelerle ürettiği, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi, ufuk çizgisi ve yerçekimi gibi kavramları son derece minimal ve şiirsel bir yaklaşımla ele aldığı bu yapıtlar, Neues Museum’daki serginin giriş bölümünde tekrar bir araya geliyorlar.
Serginin ikinci bölümüne geçildiğinde sessizlik teması, çağdaş Türk sanatının öncülerinden Füsun Onur’un zaman ve mekan kavramlarını son derece özgün bir yaklaşımla ele alan ve müzik, ritim ve şiirle yüklü çalışmalarıyla devam ediyor. Onur’un “Opus II Phantasia” adlı yerleştirmesi eşliğinde girilen bu bölüm, sanatçının Arter’deki “Aynadan İçeri” (2014) başlıklı sergisinde de gösterilmiş olan, “Zaman İkonları”, “Resimde 3. Boyut: İçeri Gel”, “Fısıltı” gibi, 60’lı yıllardan günümüze kadar tarihlenen on dört yapıtına yer veriyor.
Serginin son bölümünde ise 1983 doğumlu Ahmet Doğu İpek’in “Yıldızlar” ve “Günler” adlı iki yapıtı yer alıyor. İpek’in 2016 yılında aylar süren bir performansla gerçekleştirdiği “Günler”, sanatçının kâğıt üzerine siyah suluboya akıtarak ve başka hiçbir araç kullanmadan, kağıdı eğip bükerek tamamladığı siyah karelerden oluşan 157 parçalık bir seri. Ahmet Doğu İpek, her gün tek bir parçasını gerçekleştirdiği bu seride, bir dönemin belleğini kendinden başka hiçbir referansa yer vermeden tutan, siyah bir günlük oluşturuyor. İpek’in yine siyaha boyanmış bir kâğıt üzerine günler boyu çentikler açıp, yüzeyin altında saklı duran beyazlığı dev bir yıldız kümesi gibi ortaya çıkardığı “Yıldızlar” adlı yapıt, serginin finalini oluşturuyor.
İLGİLİ HABERLER
Bir kuyuya bakar gibi Bilge Friedlaender’ın eserlerine bakmak