“Prokrastineyşın (procrastination): erteleme, oyalanma, ağırdan alma, sürüncemede bırakma, geciktirme, savsaklama.”
Beyaz yakalılar, freelance çalışanlar ya da genellikle zihin emeği harcamak zorunda kalanlar, bir türlü başlayamıyor ya da bitiremiyorsanız, Prokrastineyşın’a göz atmanızda fayda var.
“Oturup çalışmaya başlamadan önce kapsamlı bir temizliğe veya bilgisayardaki klasörleri düzenlemeye girişmek, bundan sıkılınca internete dalıp saatlerce oradan oraya gezinmek, bir ara haberlere bakınmak, acıkınca yemek pişirmek için tarif aramak, bir şey danışmak için bir arkadaşı arayıp uzun uzun başka konulardan konuşmak ve ardından ilerleyen saatlerde buluşmak üzere sözleşmek, fakat bütün bunlardan aslında hiç mi hiç keyif almayıp nedensizce ertelenen o iş yüzünden duyulan kaygıyla ve suçlulukla cebelleşmeye devam etmek…
Tanıdık geldi mi?”
Tüm bu savsaklama halleri kitabın yazarı psikolog Timothy A. Pychyl’a göre hayatımızın başköşesinde yer alan sorunlardan. Çünkü artık gündelik hayatımız fazlasıyla girift, çalışma saatlerinin tanımları eskisi gibi değil, çalışma koşullarımız güvencesiz.
Sürekli erteleme halimiz ise, varolan düzenin belki de en çok istediği şeylerden… Çünkü erteleme ya da savsaklama asli hedefi ve üretkenliklerimizi sömürüyor.
Kitapta yer alan basit bir örnekle devam edelim: yoğun ve stresli bir işgününün ardından sözgelimi egzersiz yapmak yerine TV izleme türünden daha pasif faaliyetlerde bulunma olasılığımız daha yüksek. Kişinin uzun zamandır yapmayı planladığı akşam egzersizlerine bir türlü başlayamamasında garipsenecek bir şey yok, çünkü artık o kişinin iradesi tükenmiş, diye açıklıyor yazar.
Belki de bu “tükenen iradeler” yüzünden varolan sistem büyük bir kısırdöngü yaratarak bizi içine çekmeye devam ediyor.
Pürdikkat
Prokrastineyşın daha ziyade “neden kaçıp duruyoruz?” üzerine çeviriyor odak noktasını, tam da bunu sorgulamaya başlamışken Cal Newport’a ait Pürdikkat kitabına bakılabilir.
Bilgisayar bilimci Cal Newport’un çıkış noktası ise “neden bu kadar çok çalışıyoruz?”
İnsana dikkatini toplama imkânı vermeyen günümüz çalışma kültürünü normal zannediyoruz. Hep daha çok çalışıyoruz, gece yarısı dahi e-postalarımıza yanıt veriyoruz, mesailer uzadıkça uzuyor, fakat ne hikmetse işler bir türlü bitmiyor.
Peki bu kendimize ayıramadığımız zamanlarla dolmuş hayatın nesinde anlam buluyoruz?
Newport, “pürdikkat çalışma” adını verdiği zanaatkârlıktan ilham alan bir çalışma kültürü öneriyor. Önerdiği modelin ana hattını gözümüzün önünde duran “mevcut anlamların ayırdına varma yeteneğini kazanmak” oluşturuyor.
Kitapta yer alan stratejiler ve metotların dayanakları bilimsel açıklamalarla destekleniyor ve tatmin ediciler. Öte yandan “bir işin başarıyla hallolması için aylaklık elzemdir” diye düşünen yazar aylaklık fırsatları yaratabilmenin yollarını sunuyor.
Metropolis Yayıncılık’tan çıkan bu iki kitap, Prokrastineyşın ve Pürdikkat, bu kadar “yoğun ve sürekli” çalışmak zorunda değiliz gerçeğini durup bir kere daha düşünmek için iyi birer fırsat!