A password will be e-mailed to you.

Asociación de Arte Útil platformu ortaklığında SALT Galata’da açılan Yararlı Sanat Ofisi’nin ilk kamu programı, iki yıllık süreçte “Kültür kurumları yararlı olabilir mi?”, “Sanattan kimler, nasıl yarar edinebilir?” gibi sorulara cevap getirmeyi amaçlıyor.

Yararlı Sanat Ofisi öncelikle, sanatın araç gereç kadar kullanışlı olabileceği fikrinde temellenen ve “yararlı sanat” olarak tanımlanabilen arte útil kavramını kültür kurumlarının güncel çıkmazları çerçevesinde tartışmaya açacak. Ofisin ikinci odağı, söz konusu fikir bağlamında üretilmiş olan sanat işlerini birer “vaka” olarak bir araya getiren çevrimiçi Arte Útil arşivine Türkiye ve yakın coğrafyadan yapılacak eklemelerle katkı sunmak olacak. Bir zamanlar devletin hükmünde olduğu varsayılan konulara, birey, inisiyatif veya toplulukların özgün metot ve düzenlemelerle geliştirdiği sanatsal müdahaleleri içeren arşivden seçili vakalar, SALT Galata’nın üçüncü katındaki ofis mekânında, Türkçe ve İngilizce metinlerin yanı sıra görseller ile incelemeye açık olacak.

Yararlı Sanat deyince bu terimi tekrar kullanıma sokarak yaygınlaştıran Kübalı aktivist sanatçı Tania Bruguera‘yı anmamak olmaz. Sanatatak olarak Kübalı sanatçı Tania Bruguera’nın kendi ağzından Faydalı Sanat nedir açıklamasını yayınlıyoruz:

Tania Bruguera: “Sanat ve izleyicisi arasındaki alışverişin kalitesine odaklanmalıyız”

Faydalı Sanat yeni bir şey değildir. Belki böyle adlandırılmayabilirdi, belki sanat dünyasında anaakım değildi ama siyasetle ve toplumsal meselelerle uğraşan sanatçılar için bir biçimde doğal bir izlek haline gelmiş bir pratikti.

Bütün sanatlar faydalıdır, evet, ama burada faydalılıktan kast edilen sanatın bütün kaynaklarıyla topluma doğrudan dalması halidir. Sanatın demokratikleşmesinin simgesi olan Fransız Devrimi’nin işaretini yapmayalı uzun zaman oldu. Louvre’a ya da kalelere girmek zorunda değiliz, insanların evlerine, hayatlarına girmeliyiz, faydalı sanatın mekanı işte burasıdır. Müzelere kaç kişinin geldiğini önemsememeliyiz (kimi zaman sadece tuvaletleri kullanmaya gelen kişileri dahi saydıklarını biliyorum). Sanat ve izleyicisi arasındaki alışverişin kalitesine odaklanmalıyız.

Ve izleyiciden söz etmem gerekirse, şunu söylemeliyim, geçmişte izleyici gruplarının farklılıkları ve özellikleri üzerine çalışırken ve bunları kavrarken şunu keşfettim, faydalı sanat hem bilgili hem bilgisiz izleyicileri aynı düzeyde ilgi ve katılımla sanata dahil etmek için çok etkili bir yol. Ama bu, aynı zamanda bir sürü kurumsal engel yaratıyor ve baştan bunun kabullenilmesi gerekiyor.

Sanatın pratik faydası hakkındaki önyargı, onun bir tasarım olmasıdır. Ve terim hakkında araştırmamı sürdürürken şu başlıklı bir sergiyi gerçekten gördüm: 1981’de Faydalı Sanat Kraliçe Sanat Müzesi, küratör John Perrault. Daha fazla incelemek için onunla konuşmaya başladığımda, çünkü müzede daha fazla belge yoktu, bana serginin çok güçlü sanatsal tasarımları olan faydalı nesneleri içerdiğini söyledi. Ama benim aradığım faydalı unsur zaten faydalı olan bir şeyi daha güzel yapmakla ilgilenmemeli, tam tersine faydalı olmanın güzelliğine odaklanmalıydı. Kavramı bu biçimde kullanılır ve estetik bir kategori olarak faydalılığın kendisinin potansiyelini oluşturduğunu düşünüyorum.

Uluslararası Göçmen Hareketi’nin merkez ofisinde neden Faydalı Sanat çünkü Faydalı Sanat benim bu projeyi yapmamın bir aracı ve normal bir günde buraya geldiğinizde bunu görürsünüz. Dolayısıyla daha çok sanat dünyasından insanlarla, bu çalışmada kullandığım metodoloji hakkında konuşmak istiyorum. Böylece yöntemim bu bakış açısından da değerlendirilmiş olacak.

Faydalı Sanat sanatın topluma uygulanmasına odaklanmış estetik deneyimlerle çalışma biçimidir. Bu deneyimlerde sanatın fonksiyonu artık sorunlara ‘işaret etme’nin yeri olmaktan çıkmış, bunun yerine olası çözümlerin talep edildiği ve uygulandığı bir mecradır. Sanatın dehşet veren ve şaşırtan bir şey olmadığı tam tersine üretkenliği ürettiği zamanlara geri dönmeliyiz. Eğer bu politik sanatsa sonuçlarla ilgilenecektir, eğer sonuçlarla ilgilenecek olursa ben onun faydalı sanat olması gerektiğini düşünüyorum.

İspanyolca’da özgün olarak (tıpkı Fransızca’da (art utile) ya da İtalyanca’da (arte utile) Arte Util olarak kullanılan terim üzerine araştırmamı yaparken, arkadaşım Claire şans eseri Arjantinli sanatçı Eduardo Costa’nın 1969 yılında yazmış olduğu Manifiesto de Arte Util metnine dikkatimi çekti. Taranmış metni bizim web sitemizde bulabilirsiniz.

Manifesto aslında, bir grup sanatçı ve şair tarafından yapılan sokak çalışmasının bir parçası olarak 15 Mart 1969’da burada New York ‘da yazdığı Faydalı Sanat Çalışmaları serisinin önceki iki çalışmasının tarifi niteliğindedir. Bunlardan ilki New York merkezinde kendi parasıyla kayıp metal işaret levhalarını satın alıp bunları doğru yerlerine yerleştirmeyi içeriyordu. E42., E51., E49., E45., E44. ve W51. numaralı işaret levhaları altı hatlı süreksiz bir edebi eser olarak nitelendirilmesi tasarlanmıştı.

Yaptığı ikinci Faydalı Sanat  çalışması  42.caddeki ve 5.bulvardaki metro istasyonlarının yolcu indirme bölümünü boyamaktan ibarettir. Bugün bile burada bunlardan bazılarına rastlayabilirsiniz. Bu sanat çalışmaları bir yandan sanatın faydasızlığı hakkındaki mite saldırmayı tasarlarken öte yandan kendi kendilerine şehrin yaşama koşullarına mütevazı bir katkı sunarlar.

Bu bize başlangıçtaki Faydalı Sanat’ın nasıl çözülebildiğine dair bazı yollar gösterir. Şimdi bugünkü araştırmacılardan onun araştırmasının devam edeceği yönünden duyumlar alacağız. Ve bu pratiğin artı ve eksilerini tartışacağız.

Her zaman söylemişimdir Duchamp’ın oturağını tuvalete koymalıyız. Oturak Kraliçe’nin Müzesinde olduğu sürece gidip onu görebilirsiniz ve işeyebilirsiniz.

 

Daha fazla yazı yok
2024-11-25 06:12:06