“Sosyal medya paylaşımı”, “paylaşım ekonomisi”, kapitalizmin bile “paylaşmak güzeldir” sloganlarıyla ironik bir biçimde eksik kalamadığı bir kavram paylaşmak… Teknolojiyle ve öncüllerinin aksine Y ve Z nesillerinin alışkanlıklarıyla hayatı artık paylaşmak şekillendiriyor. Sosyal medyada paylaşılan mutluluğun gerçekliği ya da paylaşılmayanın ne kadar eksik olduğu tartışması bir yana, evlerimizi, arabalarımızı bazen para karşılığı bile olmadan hayatımız boyunca hiç görmediğimiz insanlarla paylaşıyoruz. Kapitalizmin bilinçaltından üstüne tüm boşluklarımıza kadar aşıladığı ”tüketim kültürü” ile büyüyen bir neslin çocuklarının yaratacağı antitezin ilk günlerinde, yeni bir dünya düzeninin başındayız belki de…
1992’de Albertville’deki (Fransa) Kış Olimpiyatlarının meşalesini tasarlayan Philippe Starck‘ın bu kez görevlendirildiği Paris 2024 Olimpiyat Oyunları için tasarladığı madalyalar da tam bu kültürü simgeliyor. Başarının tek kişilik olmadığını ve paylaşmadıkça bir anlamı olmadığını ifade eden tasarımda bir madalya 4 ayrı parçadan oluşuyor. Bu sayede madalya sahibine başarısına katkıda bulunanlarla onu paylaşma hakkı tanıyor.
Olimpik ruhun simgesi
Tasarımı gerçekleştiren Starck, dışarıdan sıradan bir madalya gibi gözükürken daha ince dört kopyaya ayrılabilen tasarımı olimpik ruhun ve takım çalışmasının da sembolü olarak gördüğünü söylüyor.
