A password will be e-mailed to you.

Alice Guy-Blaché, 18’inci yüzyılda başlayan feminizm akımının 19’üncü yüzyılın sonlarındaki en önemli temsilcilerinden biri. Çünkü Fransa’da kadınlar oy kullanma hakkına kavuşmadan neredeyse 50 yıl önce, o, 1896 yapımı kısa filmiyle dünyanın ilk kadın yönetmeni unvanını elde etmişti. Bu başarısı tarihe not düşülse de nedense pek tanınmadı.

1914 yılında Moving Picture World’e yazdığı makalesinde “Hiç şüphesiz yüzyıllardır erkeklerin yaptığı işleri kadınların yapmaya başlaması ve bunda başarılı olması karşılarındaki güçlü önyargı yüzünden çok zor” derken büyük ihtimalle tecrübelerinden bahsediyordu zaten. Bir kadının yönetmen olarak sanatın gerekliliklerini yerine getirememesi için bir neden olmadığını da aynı yazıda dile getiriyordu.

Yazının üzerinden geçen 100 yıla rağmen hâlâ sinema sektöründe yönetmen, senarist ve prodüktör unvanına sahip kadınlar bulmak hiç de kolay değil. Hatta kadın oyuncular sektörde güçlü bir varlık göstermelerine rağmen erkekler kadar para kazanamıyorlar. Bunları düşününce Guy-Blaché’nin 1968’de ölene dek çektiği 1000 film çok daha önem kazanıyor. Ne yazık ki bu filmlerin sadece yüzde 10’u bugüne ulaşabilmiş ve 1920’lerden sonra kariyeri pratikte bitmiş. 1953’te aldığı Fransa’nın Légion d’Honneur ödülü bile eski şöhretine yaklaşmasına yetmemiş.

Çağının öncülerinden

Oysa ilk filmi 1896 tarihli La Fée aux Choux’nun Georges Méliès ve Auguste & Louis Lumière gibi sinemanın öncüsü sayılan kişilerin filmlerinden sadece bir yıl sonra çekmiş bir isimden bahsediyoruz. Üstelik bu film bir dakika gibi bir süreye sahip olsa da Lumière kardeşlerinkinin aksine bir belgesel niteliği taşımıyor ve kurgu klasmanında.

Sinema tarihinde hak ettiği yeri bulamayan Alice Guy-Blaché 1873’te Fransa’da doğdu. Léon Gaumont’un Gaumont Studios’unda sekreter olarak işe başladı, 23 yaşına geldiğinde kendi filmlerini çekmeye başladı. Herbert Blaché ile evlendikten sonra 1907’de ABD’ye taşındılar ve 1910’da Solax Studios’u açtılar. Filmlerine bakıp bugünün şartlarıyla övmek pek mümkün değil fakat zamanın koşulları göze alındığında renk kullanımı, ses senkronizasyonu gibi konularda ne kadar yetenekli olduğu açık.

Bugün için bile ufuk açıcı

Blaché filmleri konuları ve kadrolarıyla da bugün için bile iddialı olabilecek seçimlere sahip. Mesela 1912 yapımı Algie, the Miner efemine bir şehir erkeği ile yakışıklı sert bir kovboyu romantik bir sonda buluşturan kompleks bir hikaye anlatımına sahip. Yönetmenin aynı yıl çektiği A Fool and His Money ise tamamen Afrika kökenlilerden oluşan bir oyuncu kadrosuyla çekilmiş.

Daha fazla yazı yok
2024-11-22 03:24:30