A password will be e-mailed to you.

Haset, Husumet ve Rezalet gündemden düşmüyor! Serginin en etkileyici işlerinden birini yapmış olan Hale Tenger’le yapılan söyleşiden çarpıcı soru-cevaplar… 

 

 

Haset, Husumet, Rezalet sergisi kapsamında bir dizi söyleşi gerçekleştiriliyor. Daha önce sergiyle aynı adı taşıyan bir kitap yayımlanmış, bu kitaba birçok yazar katkıda bulunmuştu. Bu yazarlardan biri olan Duygu Demir, Arter’de Hale Tenger ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Uzun söyleşinin can alıcı soruları ve cevapları şöyleydi:

 

Duygu Demir: Öncelikle serginin hikayesini ve çalışmalarınızı bize anlatabilir misiniz?

Hale Tenger: Emre Baykal Haset Husumet Rezalet başlığıyla bir davet yaptığıktan sonra benim için çok uzun bir süreç başlamış oldu. Farklı şeyler etrafında çok dolandım; bir yere yerleşmek ve onun üzerinde karar kılıp devam etmek epey bir süre aldı. Sergiyi biliyorsunuz. Türkiye’deki politik haller üzerine gazete arşivleri, foto muhabiri arşivleri üzerinden toplanmış imajları röntgen filmleri üzerine uygulanacak şekilde dönüştürdük. Doktorların kullandığı negatoskopları taklit ederek labirentvari bir sergi düzeni kurduk.

Çoğunlukla Veysi Altay’dan aldığım İstanbul’dan kareler var. Ama ağırlıklı olarak Kasım ayı dahil olmak üzere Diyarbakır’da yaşanan sokak olayları, protestolar, açlık grevlerinin destekçilerinin maruz kaldığı durumları gösteren, Veysi Altay’ın topladığı imajlar var. 3800’e yakın imaj topladım, bu sergi mekanının el verdiği ölçüde 731 tane imajı seçip kullandım. 

Her bir imajda, her bir fotoğraf karesinde ayrı bir travma var. Mesela bundan birkaç gün önce Berfo Ana’yı kaybettik. 105 yaşında, kaybolan oğlu Cemil Kırbayır’ın kemiklerini bulmaya çalışırken ömrü heba olmuş bir anne. 

Sergi süreci içinde Güldal Mumcu’nun kitabı (İçimden Geçen Zaman) çıkmıştı. Bazı olayları takip edersiniz, bilirsiniz fakat bu kadar detaylı okuyup öğrenince insanın tüyleri diken diken oluyor. Mesela şunu okudum: Uğur Mumcu’nun “hala” devam eden davası bir aşamaya gelmiş ve mahkeme hurdaya dönen arabayı ailesine verme kararı almış. Özgür Mumcu da “Çok teşekkür ederim, arabam yoktu” diye yazdı bunu. Yaşanan, hala devam eden bu tarz trajediler var. Biz hala bu süreci yaşamaktayız ki buna yüzleşme diyebiliriz.Ve bu sürecek. 

 

Duygu Demir: Süreçlerden, davaların uzunluğundan bahsettiniz ve "travma" kelimesini kullandınız. Bu davaların uzunluğu ailelere yaşadıkları travmaları tekrar yaşatıyor. Bazı teorilere göre ilk defa yaşadığınızda bunun travma olduğunu anlamıyorsunuz, onun bir travma olması için aslında iki kez olması gerekir. Bununla birlikte labirenti dolaşırken birbirine görsel anlamda benzeyen birçok imaj var. Sanki bu işinizde travmaların tekrar tekrar gösterilmesini görünür olan tecrübelerden bir tanesiymiş gibi geliyor bana. Bu travmaların tekrarı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? 

Hale Tenger: Bu iş özelinde konuşacaksak şöyle bir şey anlatabilirim: Bu karara vardığımda, arşivlerden imaj toplamaya başladığımda, çalışma zamanının büyük çoğunluğunda ortaya çıkan rahatsızlık ve travmatik etkiler beklediğimden fazlaydı. 93’te Bosna’da savaş sürerken, kendimi çaresiz ve zavallı bir bireymiş gibi hissederek Kırklareli’ndeki kampa gittim. O sürecin bende yarattığı çok ağır travmatik bir dönem olmuştu. Oradaki savaştan kaçıp gelen insanlarla yüzleşince bambaşka bir şeyle karşılaşıyorsunuz. Ve daha sonra bunla ilgili Nezih Ölüm Gardiyanları işimi gerçekleştirdim. Bu işin tecrübesinden sonra, ve tabi ki Türkiye’deki vaziyeti de bilen bir kişi olarak bile bu imajları seçme aşamasında acayip zor anlar yaşadım. 

Travma dediğimiz şey öyle çok tarif edilebilir bir şey değil. Aşkta hüsran, demokratik hakların olmaması, kendini ifade edeme… Ama öyle olmuyor; tariflerle, rasyonel bir şekilde algılamayla olmuyor. Benim de aslında bu sergide tam olarak yapmak istediğim rasyonelliğimizin yanında duygularımızla, içgüdülerimizle bir kurguyu konuşturarak bir etkileşim alanı yaratmak. 

Küratörlüğünü Emre Baykal’ın yaptığı ve Hale Tenger’in enstalasyon çalışmasının sergilendiği Haset, Husumet, Rezalet, 7 Nisan’a kadar Arter’de görülebilir.

Daha fazla yazı yok
2024-11-22 00:54:43