A password will be e-mailed to you.

Mat Collishaw, izleyiciyi masumiyetin barbarlıkla, şefkatin şiddetle ve kutsallığın cinsellikle iç içe geçtiği tedirgin edici bir serüvene atılmaya zorluyor.

Mat Collishaw, daha sonra “Genç İngiliz Sanatçılar” [Young British Artists, YBAs] olarak adlandırılacak ve İngiliz sanatının son yirmi beş yılını şekillendirecek[1] bombanın fitilinin ateşlendiği sergi olan “Freeze”de[2], 1988 tarihli “Kurşun Deliği” [Bullet Hole][3] adlı yapıtıyla yer aldığında yirmi iki yaşındaydı. “Kurşun Deliği”, serginin en çarpıcı işlerinden biri olmuştu. O zamanlar gelecek vadeden genç bir sanatçı olan Collishaw, kırklı yaşlarının keyfini sürdüğü ve sanatsal olgunluğunun zirvesinde olduğu bugünlerde, yapıtlarıyla İngiliz sanatının sınırlarını zorlayan, dahası o sınırları büyük ölçüde esneten bir kuşağın en önemli temsilcilerinden biri olarak Arter’in konuğu.

Giriş katı dâhil olmak üzere, Arter’in üç katına yayılmış ve çoğu 2000 sonrasına ait on sekiz yapıttan oluşan çarpıcı Mat Collishaw seçkisi, masumiyet ve barbarlık, şefkat ve şiddet, kutsallık ve cinsellikle örülü; yer yer tedirgin yer yer de şok edici deneyimler vadediyor. Collishaw bizleri, karşılaştığımızda yolumuzu değiştirdiğimiz ürkütücü dehlizlerden geçirerek, yüzleşmemekte ayak dirediğimiz; dahası varlıklarını unutmaya çabaladığımız karanlık yanlarımıza doğru sarsıcı bir gezintiye çıkarıyor. İngiliz sanatçının, sanat tarihsel atıfları, eski ve yeni görüntü teknikleri kullanmadaki ustalığı, karanlık ve ışık etkileşimden yola çıkarak algıyla oynadığı oyunlar ve imge manipülasyonundaki yetkinliği, yapıtlarının hem görsel hem de bilişsel düzeyde çalışmasının önünü açıyor. Bu da yapıtların, izleyici üzerindeki olası etkilerini büyük oranda arttırıyor.

Nitekim sergi de adını, bir görsel yanılsama biçimi olan hayalet görüntü [afterimage] ifadesinden alıyor. Genellikle aşırı-uyarılma ve duyarlılık yitimi sonucunda, görülen bir imgenin –imge kaynağı ortadan kalktıktan sonra da– görünmeye devam etmesi durumu olarak açıklanabilecek hayalet görüntü ifadesi, hem Collishaw’un kullandığı çok-katmanlı imgelerin manipülasyonları sırasında yararlandığı görüntü tekniklerinin çeşitliliğine, hem de ortaya koyduğu yapıtların izleyicinin zihnindeki etkisinin uzun süreli olmasına yaptığı göndermelerle sergiyi berrak bir biçimde özetliyor.

Mat Collishaw’un “Hayalet Görüntü” adlı sergisinin öne çıkan karakteristiklerine dönecek olursak, ilk olarak, sanatçının sanat tarihine yaptığı atıflardan söz edebiliriz. Yapıtlar –belki de imgeler demeli– arasında ilerlerken, sanatçının, Charles Baudelaire, Albrecht Dürer, Bernini, Georges de La Tour, Hieronymus Bosch, Théodore Géricault, Konstantin Simonov, Arnold Böcklin ve Kevin Carter gibi adların ortaya koyduğu imgelerden esinle ve o imgelerin ardından yeniden ürettiği imgelerle karşılaşıyoruz. Bu çerçevede, sanatçının, Baudelaire’in Kötülük Çiçekleri [Les Fleurs du mal] başlıklı kitabında (1857) yer alan bir şiir olan “Satılmış İlham Perisi”nden esinle yaptığı aynı adlı heykellerden oluşan yerleştirmesi; foto-muhabir Kevin Carter’a 1994 yılında Pulitzer Ödülü’nü getiren ve büyük tartışmalar yaratan fotoğraftan yola çıkılarak oluşturulmuş ve “Hayalet Görüntü” sergisi kapsamında, dünyada ilk kez gösterilen “Ödüllü Mahsul” adlı, bilgisayarlı animasyonla hareketlendirilmiş video karesi; Rus yazar Simonov’un İkinci Dünya Savaşı’na ilişkin tanıklığından beslenen “Acı Badem” (2000) başlıklı fotoğraf yerleştirmesi dikkat çekiyor.

Sanatçının, söz konusu imgelerin yeniden üretiminde yararlandığı malzeme ve mecralardaki çeşitlilik ve bu çeşitliliği, izleyici için etkisi uzun süreli olan bir deneyime dönüştürmekte kullandığı görüntü teknikliklerindeki ustalığı; üzerinde durulması gereken diğer noktalar olarak öne çıkıyor.

Collishaw, litofan, zoetrop, dagerotip, diyapozitif, polarize filtre, iki yönlü ayna, oynar başlıklı projektör, video projeksiyon, bilgisayarlı animasyon ve LCD ekranlar gibi eski ve yeni, durağan ve hareketli birçok görüntüleme tekniğinden yararlanıyor. Kullanılan görüntüleme teknikleri bakımından, modernize edilmiş bir zoetrop örneği olarak “Dünyevi Olmayan Zevkler Bahçesi” (2009); duman üzerine yansıtılan bir videodan oluşan “Ganimedes” (2007); gobo, oynar başlıklı projektör ile fosforlu boya etkileşiminden meydana “Kurtuluş” (2008) adlı, izleyiciyi olduğu yere çivileyen yerleştirme mutlaka görülmesi gereken yapıtlar arasında.

Sanatçının yararlandığı mecralara bakıldığındaysa heykel, fotoğraf, video ve yerleştirme gibi birçok farklı mecranın hem ayrı ayrı hem de bir arada etkin bir biçimde kullanıldığı görülüyor. Bu bağlamda, gerek kompozisyon gerekse kullanılan filtre üzerinden yaratılan izlenimle natürmortun on yedinci yüzyıldaki özel bir türü olan vanitaslara dair alegorik bir yorum olarak değerlendirilebilecek fotoğraflardan oluşan “İdamdan Önce Son Yemek” (2010) adlı dizi; “İntihar Odası” (1993) adlı, Collishaw’un sergideki en eski tarihli işi olan yerleştirme; ahşap kabinler içindeki LCD ekranlardan gösterilen yavaş çekim videolardan oluşan “Yalnız Senin Gözlerin İçin” (2012), Collishaw’un farklı mecralarda ortaya koyduğu yapıtlara birer örnek olarak değerlendirilebilir.

Collishaw’un çalıştığı malzemelerin derinliği de gözden kaçmayan diğer bir nokta. Reçine, çelik, beton, plastik, ahşap, corian, akrilik, cam, alçı, su, tahta, duman, kadife gibi geniş çaplı bir malzeme yelpazesine sahip olan Collishaw’un kullandığı malzeme derinliğini örneklemesi açısından etrafı zincirle örülü camdan bir şamandıra üzerine yansıtılmış bir videodan oluşan “İltica” (2001); Bernini’nin “Azize Teresa’nın Vecdi” adlı heykelinin corian üzerine işlenmiş bir litofandan oluşan yeniden yorumu olan “Süpergözetim” (2010) ve 1940’larda kullanılan sahne spotlarının önünde yer alan buzlu camlara yansıtılmış görüntülerden oluşan “Barbarossa” (2002) da kaçırılmaması gereken yapıtlar arasında yer alıyor.

Sergide yer alan birçok yapıtın en önemli biçimsel öğesi olması bakımından sanatçının gobo, LED, halojen ve floresan lamba gibi farklı ışık türleriyle yaptığı denemeler de vurgulanmadan geçilmemeli. Işık kullanımının, özellikle sergi mekânının karanlıkta bırakılmış alanlarında yarattığı atmosfer, izleyicinin deneyimini derinleştirmede büyük bir rol oynuyor.

Biçimsel yönü yukarıdaki biçimde özetlenebilecek “Hayalet Görüntü” sergisinin içeriğine göz atacak olursak, Mat Collishaw’un farklı gerçeklik katmanlarına ait imgelerle çalıştığını ve bu imgeleri bazen olağan halleriyle kullanarak bazen de kurgulayarak yeniden ürettiğini görüyoruz. Bu çerçevede, “Kristal Gece” [Kristallnacht] ve Beslan Kuşatması gibi trajik olaylardan ya da sanatçının kendi yaşamından yola çıkarak oluşturduğu imgeler; yaşanmış olaylara dayalı belgesel nitelikteki fotoğrafların yeniden üretilmesiyle oluşturulan imgeler; Baudelaire, Dürer, Bernini, Géricault ve Simonov gibi sanatçıların daha öncesinde ortaya koyduğu sözlü ve yazılı imgelerin yeniden yorumlanması yoluyla üretilen imgeler gibi farklı gerçeklik katmanlarından beslenen; ama onlardan farklı, yeni bir gerçeklik katmanı oluşturan imgelerden meydan gelen bir sergi söz konusu.

İmgelerin gerçekliğine ilişkin bu çok-katmanlı yapının kaçınılmaz bir sonucu olarak söylencesel, tarihsel, dinsel olaylarla ya da sanatçının kendi yaşamına ait deneyimleriyle çeşitlilik kazanan bağlam katmanları da oluşuyor. Sanatçı, bu farklı bağlamları üst üste getirerek izleyiciye, yapıtla olan deneyimini zenginleştirmesine olanak tanıyan yeni anlam içerikleri sunuyor. Böylelikle Collishaw, izleyiciyi masumiyetin barbarlıkla, şefkatin şiddetle ve kutsallığın cinsellikle iç içe geçtiği karanlık yönlerine doğru, tedirgin edici bir serüvene atılmaya zorluyor.

Goldsmiths College’dan arkadaşı olan Damien Hirst’ün “Orada olduğunu bilmek ve nasıl olduğunu görmek için hepimiz uçurumun kenarına gitmek zorundayız. Ancak Mat, uçurumun dibinde oturup, aşağı düşenlere bakan sanatçılardan” dediği[4] Mat Collishaw’un, Başak Doğa Temür küratörlüğünde gerçekleştirilen “Hayalet Görüntü” adlı sergi 11 Ağustos’a kadar Arter’de olacak.

Katharsis düşüncesini bile bir nostaljiye dönüştüren insanlık tarihimizin ardından, kökleri oldukça derinlere giden ve adeta doğamızın bir parçası olan yıkıcı tutkularımızı “temizleme” adına bir olanak vadeden “Hayalet Görüntü” sergisine gittiğinizde, Başak Doğa Temür, Nazım H.R. Dikbaş ve Guardian eleştirmenlerinden Jonathan Jones’un kaleme aldıkları yazıların yer aldığı  sergi kataloğuna da göz atmayı unutmayın.

ykemaliz@gmail.com

 

[1] http://www.guardian.co.uk/artanddesign/jonathanjonesblog/2013/apr/30/yba-25-years-damien-hirst

[2] “Freeze,” Collishaw’un da yakın arkadaşı ve İngiliz sanatının bir dönem haşarı çocuğu olan Damien Hirst küratörlüğünde, o sıralar Goldsmiths College (Londra) öğrencisi olan on altı öğrencinin katılımıyla 1988 yılında gerçekleştirilmişti. 

[3] “Kurşun Deliği” [Bullet Hole], Mat Collishaw’un Türkiye’de sergilenmiş (12. İstanbul Bienali) ilk yapıtı olma özelliğini de taşıyor. Nazım H.R. Dikbaş’ın söz konusu yapıta ilişkin yorumlarını da içeren “Mat Collishaw İstanbul’da” başlıklı yazıyı Arter tarafından hazırlanmış Mat Collishaw kataloğunda okuyabilirsiniz. 

[4] http://www.telegraph.co.uk/culture/3666243/Darkstar.html

 

Görsel 1: Mat Collishaw, “Ganimedes”, (2007) Blain|Southern izniyle

Görsel 2: Mat Collishaw, “Satılmış İlham Perisi, Minosus”, (2012) Blain|Southern izniyle

Görsel 3: Mat Collishaw, “İltica”, (2001)

Görsel 4: Mat Collishaw, “Kurtuluş”, (2008) (Yerleştirme görüntüsü)

Görsel 5: Mat Collishaw, “İdamdan Önce Son Yemek, David Allen Castillo”, (2010)

Daha fazla yazı yok
2024-11-25 01:20:33