2020 bizi eve hapsetse de bir yandan daha çok okuduğumuz, daha çok dinlediğimiz ve daha çok izlediğimiz bir yıldı. Üstelik bu şanssız yılda animasyonlar konusunda gayet şanslıydık. Sene ortasında ilk yarının en iyilerini seçen Ilgın Özmen, Sanatatak okuru için bu kez yılın ikinci yarısının en iyilerini seçti.
7- Blood of Zeus
2019 yılında Gods & Heroes adıyla duyurulan Blood of Zeus, Netflix’in yetişkinlere yönelik animasyon dizilerinden. Çoğu süper kahraman evreninin referansı olan Grek mitolojisi bu sefer kendi dönemini anlatılıyor. Halihazırda, serinin yaratıcıları Charley Parlapanides ve Vlas Parlapanides’i Immortal (2011) ve Death Note (2017) filmlerinin yazarları olarak biliyoruz. Blood of Zeus’un hikayesinde de yer yer Immortal’a benzerliği göze çarpıyor.
Mitolojinin çekirdek birimi anlamına gelen Monomit, yani Kahramanın Yolculuğu şeması ile oluşturulan hikayede; sıradan bir yaşam süren Heron’un hayatı, köyünün iblislerce saldırıya uğraması ve annesinin itirafı sonrası değişir. Zeus’un oğlu olduğunu öğrenen Heron’un yolu Amazonların büyük hükümdarı Alexia ile kesişir ve ikili, iblis ordusuna karşı birlikte savaşmaya başlar. İblislerin başında bulunan Seraphim ise Heron’un insan babasından kardeşi, çift yumurta ikizidir. Heron Zeus’un kanını taşıyorken, kardeşi Seraphim kötü bir kralın oğludur ancak krallığın başına geçememiş ve öldürülmeye çalışılmıştır. Onu bir iblise dönüştürerek hayatta kalmasını sağlayan şey, Titanlardan arta kalan devin cesedinden yemiş ve dönüşmüş olmasıdır. Olimposlu tanrılar Titanlarla yaptığı savaşı kazanırken, son Titan devrilmeden önce tanrılara lanet okumuş ve kanı okyanusa dağılırken devler ortaya çıkmıştır. Bu devler iblis ordusunun kaynağı olarak görülmektedir. Yani babalar ve dedeler torunlarda çarpışıyor desek yeridir. Seride sert sahneler ve bol miktarda kan mevcut, bu da not olarak geçsin.
6- Josep
Fransa – Belçika – İspanya ortak yapımı olan Josep, tarihi gerçeklere dayalı biyografik bir animasyon. İspanyol İç Savaşı döneminde, Franco’nun diktatörlüğünden kaçarak Fransa’ya göç eden elli bin İspanyol’dan biri olan ressam Josep Bartoli’nin başa çıkmak zorunda kaldığı koşulları konu alan film, şimdiden pek çok ödül aldı. Bunlar; En İyi Animasyon Film dalında Avrupa Film Ödülü, Athens Uluslararası Film Festivali Seyirci Ödülü ve En İyi Senaryo Ödülü ve Valladolid Uluslararası Film Festivali En İyi Yönetmen Ödülü. Josep, gerek Frida ile gerek Frida’sız, insan ruhunun insanlık dışı koşullarla nasıl başa çıkabildiğini göstermesi açısından ilham verici bir film.
5- Wizards
Pan’ın Labirenti, Hellboy ve The Shape of Water filmlerinin yazarı, Oscar ödüllü Guillermo del Toro’nun yapımcılığını üstlendiği Wizards, DreamWorks’ten çıkan bir Netflix mini serisi. Tales of Arcadia üçlemesinin üçüncüsü olan Wizards’ın evvelinde; elli üç bölümlük Trollhunters ve yirmi altı bölümlük 3Below bulunuyor. Tales of Arcadia evrenini en başından öğrenmek isteyenler ilk iki seriyi Netflix’de bulabilir. Wizards’da, Kral Arthur zamanına düşen karakterlerin önünde büyük bir savaş vardır ve canavarların, uzaylıların, insanların ve büyücülerin kaderi, büyücülere bağlıdır. Doğru seçimler yapmak ve sonuçlarıyla yüzleşmek adına mesajlar içeren seri, güç ve gücün kullanımı konusunda da çocuklara yol göstermekte. Wizards, ailece izleyebileceğiniz incelikli bir yapım.
4- Justice Leage Dark: Apokolips War
Eğer DC evreninin düzenli bir takipçisi değilseniz, Justice Leage Dark’taki bazı olayları ve nedenlerini kavramakta güçlük çekebilirsiniz. Eğer takipçisiyseniz ise, uzun bir hikaye uyarlaması olan bu filmin ana hikayeden ayrıldığı noktalara sahip olduğunu göreceksiniz. Buna karşın Apokolips War’da ana dinamikler yerli yerinde. Darkseid’ın güneş sistemine girmesi ve dünyayı yok etmeye çalışmasının ardından karşı hamlede bulunmaya karar veren Justice Leage, bir saldırı planlar. Ancak bu saldırı pek de düşündükleri gibi gitmez ve kahramanlar Darkseid tarafından esir düşürülür ve yeniden kodlanır. İki yıl sonra dünya darma duman haldedir. Kaçmayı başaran kahramanların bir araya gelmesiyle ekip yeniden toplanacak ve yeni bir plan yapılacaktır. Toplanan ekipte, DC’nin farklı evrenlerinde bulunan kahramanları birlikte görüyoruz. Dünyanın en güçlülerini ezici bir şekilde dağılmış görmek ise oldukça enteresan. Justice Leage Dark: Apokolips War için diyebiliriz ki; ortalık karıştı düzen bozuldu, yetiş ya Harley yetiş ya Robin.
3- Soul
Disney – Pixar ortak yapımı olan Soul, 25 Aralık’ta gösterime girdi. Filmin yönetmeni Pete Docter’ı; Up, Inside Out, Monsters Inc, Wall-e gibi sevilen animasyonlarıyla biliyoruz. Ülkemizde Ocak ayında gösterime girecek Soul, hayatını kaybeden ancak ruhunu keşfeden bir müzik öğretmeninin hikayesi. Ortaokullara müzik dersi veren Joe Gardner’ın rüyası, bir caz kulübünde çalmaktır. Joe’nun rüyası, caz saksafonisti Dorothea Williams’ın grubuna piyanist aradığını öğrenmesiyle gerçeğe dönmeye başlar. Seçmelerden başarıyla ayrılan Joe öylesine mutludur ki ne attığı adıma ne de kentin keşmekeşine dikkat eder. Ne yazık ki pek çok badireden şans eseri kurtulan Joe, nihayetinde açık bir rögar deliğine düşer ve dünyadaki hayatı sonlanır. Bir ruh olarak gözünü açtığında ise büyük bir şok yaşayan Joe, hayatının fırsatının elinden kayıp gitmemesi için Dünya’ya dönüşün yolunu aramaya başlar. Soul, varoluşsal sorunları kavranması kolay bir animasyon diliyle anlatması bakımından oldukça zarif ve hoş bir animasyon.
2- Wolfwalkers
Eğer, Tomm Moore ve Ross Stewart’ın The Secret of Kells, Song of the Sea, Prophet filmlerini beğendiyseniz, bunu da seveceksiniz. Clarissa Pinkola Estes’in, Kurtlarla Koşan Kadınlar (Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler) kitabından fırlamış gibi duran filmin senaryosunu Jericca Cleland ve Will Collins yazmış. Cartoon Saloon’dan çıkan animasyonun temelinde bir İrlanda hikayesi ve pagan fikirler yatıyor. Film; insanlar, hayvanlar ve ruhların birlikte yaşadığı bir dünyada geçiyor. İngiliz bir avcının kızı olan Robyn’in yolu ormanda yaşayan Mebh ile kesişir. Bu durum onun hayata bakışını ve yaşayışını değiştirecektir. Ormanda kurtlarla birlikte yaşayan Mebh, vahşi kadın arketipinin bir örneğidir ve kentli kız kardeşi sayılan Robyn’e, türlü sebep ve koşullarda baskıladığı cesur ve özgür doğasını keşfetmesi gerektiğini öğretir. Bu açıdan dişi, vahşi ve bilinmez doğa ile; eril ise rasyonel ve yıkıcı taraf ile ilişklilendirilir. Tıpkı diğer filmlerinde olduğu gibi Moore ve Stewart’ın bu filminde de mistik öğeler bulunmaktadır ve çizilen sihirli dünya başka bir evrende değil yaşadığımız evrendedir. Wolfwalkers’ı, Princess Mononoke ile birlikte anmak mümkün.
1- Kill It and Leave This Town
2020’nin açık ara en çok ses getiren animasyonu, Polonyalı yönetmen Mariusz Wilczynski’den geldi. Disney, Pixar, Ghibli, Dreamworks gibi küresel çapta kemikleşmiş animasyon dili ve sunumundan sert bir şekilde ayrılan film, alternatif ve özgün bir seyir sunuyor. Şiirsel, dramatik, hicivli, bazen öfkeli, sanki mütemadiyen hüzünlü ve puslu bir film bu. Bu filmi, figürlerin kim olduğuna emin olmadan her seferinde bilinçdışından şifreli mesajlar alır gibi tekrar ve tekrar izleyebilirsiniz. Eğer bu film bir animasyon değil de tiyatro olsaydı, postdramatik olurdu. İzleyiciyi hikayenin içine katan, duygulanımı oyuncusuyla birlikte deneyimleten ve hikayeyi birlikte yaşıyormuş hissiyatı uyandıran film, yaşam ile ölümün parodik birlikteliğini vurguluyor. Animasyon diline alışkın olmamanız gözünüzü ürkütmesin, filmin seslendirmesi ve kurgusu öylesine muhteşem ki, bir an olsun hikayeden kopmayacaksınız. Yalnız 2020 sınırları dahilinde değil, son yıllarda ortaya konmuş en özgün ve başarılı animasyonlardan biri Kill It and Leave This Town. Filmin; Ottawa, Berlin, Montreal ve Annecy gibi festivallerde boy gösterediğini de ekleyelim. Israrla izleyiniz.
BONUS: Frank & Zed
Korku, komedi ve karanlık fantezi türlerinin birleşimi olan Frank and Zed, yetişkinler için özenle hazırlanmış bir kukla animasyonu. Karakterlerin ve sunumun etkileyiciliğinin büyük bir kısmını, detaylıca hazırlanmış gore sahnelerde bulmak mümkün. Hikayede, topraklarında dolaşan kötü büyücüyü öldüren krallık, büyücünün iki hizmetkarını esgeçer. Biri zombi diğeri Frankenstein’vari canavar olan ikili, bir süre birbirleri ile ilgilenir ve bu sayede hayatta kalırlar. Ancak gözünü kan ve güç bürümüş bir yargıcın hakimiyet kurma arzusuyla köylüleri galeyana getirmesi ile tansiyon tırmanır. Köylülerin kaleye saldırması, Kan Orjisi olarak bilinen eski bir kehaneti tetikler ve etraf karışır. Frank & Zed’in kolay bulunabilen bir animasyon olmadığını üzülerek eklemek istiyorum. Eğer bulan olursa bizlerle de paylaşsın, amme hizmeti sayılır.
2020’nin ikinci yarısının ses getiren animasyonları böyleydi. Yıl biterken, belki bir karantina vakti, tek başınıza veya ailecek izleyeceğiniz bir filmle seneyi uğurlayabilirsiniz. Şimdiden yeni yılımız kutlu olsun.