A password will be e-mailed to you.

“Herkes İçin Adalet” ilkesiyle yola çıkan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali bu yıl 14. kez 22-28 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da sinemaseverlerle buluşacak. Hukuk alanında bir akademik program, yarışmalı film festivali ve endüstri günlerini adalet ilkesi çerçevesinde bir araya getiren festival Prof. Dr. Adem Sözüer’in başkanlığında, Prof. Dr. Bengi Semerci’nin direktörlüğünde düzenlenecek. Hukuk ve sinemayı birleştirerek farklı bir bakış açısı sunan festivalin bu yılki Uluslararası Akademik Program için belirlediği “Adil Yargılanma Hakkı” teması festivalin açılışına da damga vuracak.

Festival, Orson Welles Klasiği “Dava” ile Başlayacak

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, 21 Kasım’da düzenlenecek açılış töreninin ardından Orson Welles’in Romy Schneider, Anthony Perkins, Jeanne Morea ve Akim Tamiroff başta olmak üzere yıldız bir kadroyla Franz Kafka’nın aynı adlı romanından uyarladığı Dava / The Trial’ın gösterimiyle başlayacak. Welles’in “yaptığım en iyi film” diye tanımladığı Dava / The Trial yazılışından 100, filme uyarlanmasından 62 yıl sonra restore edilen 4K kopyasıyla bir kez daha beyaz perdede olacak.

Bir memur tarafından suçu bile söylenmeden dava açılan Joseph K.’nın sistem karşısındaki çaresizliğini konu alan film, festivalin akademik programının “Adil Yargılanma Hakkı” temasının önemini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Orson Welles, baskıcı devlet mekanizması önünde bireyin adalet arayışını vurgulayan eserden serbest bir biçimde uyarladığı filmde, Kafka’nın sözcüklerle yarattığı korku ve kuşku atmosferini yönetmen olarak bütün maharetini sergileyerek beyaz perdeye yansıtıyor.

Yapay Zekânın Yeni Marifetleri 

Film festivalleri genelinde Yapay Zekâ’nın teknik ve estetik olanakları konuşulurken USCFF, farklı alanlarda geliştirdiği uygulamaları hukuki ve ahlaki açıdan irdelenen iki ilginç film ve bir panelle tartışmaya açıyor. Yapay Zekâ’nın hayatımıza doğrudan ve pratik yararı dokunup dokunmayacağı, insanın yerini tutup tutmayacağı ya da bir tehdit oluşturup oluşturmayacağı gibi kuşkuların yanı sıra kimlerin elinde nasıl kullanılacağı kaygısını da duyuyoruz.

Festivalin Yapay Zekânın Yeni Marifetleri adlı bölümünde gösterilecek bir kurmaca ve bir belgesel, çelişkilerimize yenilerini ekliyor: Yapay Zekâ’nın adalet sisteminde kullanımı ne kadar mümkün? Yapay Zekâ gerçekten sadece insanlara hizmet mi ediyor, güvenilirliği nedir ve kontrol edilebilir mi?

Simon Casal imzalı Yapay Adalet / Artificial Justice yakın bir gelecekte, İspanyol hükümetinin yargıçların yerine Yapay Zekâ kullanma girişimini ve sistemin bir yargıç tarafından değerlendirilmesini konu alıyor. Ancak işin içine büyük şirketler ve siyaset girince tarafsızlık ve analiz yerine para ve hırs öne çıkıyor. İnsani adalet sağlama yöntemini Yapay Zekâ’nın dayandığı bilimsel ve olasılıksal yöntemle karşı karşıya getiren film, adalet sisteminin doğasını sonsuza dek değiştirecek bir teknolojinin doğuracağı sorunlar ve sonuçlar nedeniyle insanların katılım, ifade ve özgürlük için kalan alanlarını da sorguluyor.

Filmin açtığı tartışmaya festival kapsamında bir panelde boyut kazandırılacak. 25 Kasım’da saat 13.00’da Beyoğlu Sineması’nda Yapay Adalet: Nesnellik mi, Çelişki mi? başlıklı bir panel düzenlenecek. Bilişim uzmanı, mühendis, iş insanı ve yazar Füsun Sarp Nebil moderatörlüğündeki panelin konuşmacıları Yapay Zekâ ve ceza hukuku alanında çalışma yürüten kriminolog, akademisyen Dr. Buket Abanoz Öztürk ve İTÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi ve Uygulamaları Araştırma Merkezi yönetim kurulu üyesi Prof. Altan Çakır olacak.

Medyum Yapay Zekâ

Ölen bir sevdiğinizle konuşma ya da onu görme şansınız olsaydı, bunu kabul eder miydiniz? Fantastik filmlere konu olacak bu durum Yapay Zekâ ile gerçeğe dönüşmeye başladı. Hans Block ve Moritz Riesewieck‘in imzasını taşıyan Ebediyen Sen / Eternal You adlı belgesel de ABD’de Kongre’nin dahi araştırdığı bir mesele olan, Yapay Zekâ’nın ölmüş insanların sanal klonlarını yaratması konusunu ele alıyor. Belgeselde, ücretli bir hizmet sayesinde ölmüş yakınlarıyla sözlü, yazılı ve görsel iletişim kuran kullanıcılar, bu deneyimi yaratan teknoloji şirketleri, gazeteciler ve psikologlarla yapılan röportajlar aracılığıyla bu yeni teknoloji her yönüyle sorgulanıyor. Sundance Film Festivali’nde gösterilen belgesel, ironik biçimde teknolojik ruh çağırma diyebileceğimiz bu hizmetin, Yapay Zekâ kontrol edilemeyeceği için sarpa sardığı örnekleri de gösteriyor.

4. Kuvvet Direniyor

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, haber alma ve yayma kaynaklarının dijitalleşmesi ve sosyal medyanın ana akım medyanın yerini alması sonucu git gide ciddi bir sorun haline gelen dezenformasyon ve iktidar odaklarının manipülasyonu karşısında dördüncü kuvvetin direnişinden örnekler veren bu bölümle ifade özgürlüğünün önemine dikkat çekiyor. 

Dijitalleşmenin henüz hayal bile edilmediği yetmişli yıllarda geçen bir cesur gazetecilik örneği de seçkiyi tarihi bağlamda tamamlıyor. Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan, TRT ortak yapımı Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot filmografisini ülkesi Kamboçya’da Kızıl Kmerler’in yaptığı soykırımı, sinema dilinin sunduğu yaratıcı olanaklardan yararlanarak anlatmaya adayan, usta yönetmen Rithy Panh’ın imzası taşıyor. Gazeteci Elizabeth Becker’ın When The War Was Over kitabından esinlenen film, 1978 yılında Kızıl Kmerlerin lideri Pol Pot ile röportaj için Kamboçya’ya davet edilen Amerikalı muhabirler Elizabeth Becker ve Richard Dudman’ın deneyimlerinden ve İskoç Marksist akademisyen Malcolm Caldwell cinayetinden yola çıkıyor. Arşiv görüntülerinin etkileyici kullanımı ile dikkat çeken film hem dönemin diktatörlük rejimini hem de kaybolmaya yüz tutan gazeteciliğin sahadaki rolünü sorguluyor. Kamboçya’nın Oscar adayı olan Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot’ta Fransız yıldızlar Irene Jacob ve Gregoire Colin rol alıyor. 

Mara Tamkovich izleyiciyle ilk kez New York Tribeca Film Festivali’nde buluşan Polonya yapımı Kurşuni Gökyüzü Altında / Under The Grey Sky ile ilkeli ve cesur gazetecilik yapmanın bedellerini ödeyen Belarus gazeteci Katsiaryna Andreyeva ve eşi Igor Ilyash’ın gerçek öyküsünü anlatıyor. 2020 yılında Minsk’te hükümet karşıtı protestoların acımasızca bastırılışını canlı yayınladığı için kapalı bir celsede vatana ihanetten sekiz yıl hapis cezasına çarptırılan Andreyeva’nın model alındığı Lena karakteri ve onun serbest bırakılması için hukuk savaşı veren eşi, filmde de gerçek hayatta olduğu gibi rejimin baskısına karşı koyuyor.

Etkileyici hikâye anlatıcılığını ilgi çekici karakter odaklı belgeselleriyle birleştiren yönetmen Ramona S. Diaz prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan yeni filmi İşte Böyle Başlıyor / And So It Begins’de Filipinler’deki demokrasi mücadelesinden çok boyutlu bir kesit sunuyor, 2022 başkanlık seçimlerinde aday olan avukat Leni Robredo’nun kampanyasını takip ediyor. Hareketli belgesel, 21 yıl boyunca ülkeyi yöneten ve sürgünde ölen Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos’un oğlu Bongbong Marcos’un kazandığı, dezenformasyonun bol olduğu seçimlere hazırlık sürecini görüntülerken Nobel Barış Ödülü sahibi gazeteci Maria A. Ressa’nın görüşlerine ve sitesinden haberlere, en çok da müzikli danslı sokak mitinglerine yer veriyor. Filipinler’in bu yılki Oscar adayı olan filmin adına da yansıyan ileri görüşlülüğü son günlerde Başkan Bongbong Marcos ile Başkan Yardımcısı Sara Duterte arasında patlak veren kavga sayesinde tescil edilmiş oldu. 

Japon gazeteci Shiori Ito gösterildiği Sundance Film Festivali’nde izleyiciyi sarsan belgeseli Kara Kutu Günlükleri / Black Box Diaries ile hem haberci hem bir tecavüz kurbanı olarak beş yıllık mücadelesini anlatıyor. Henüz bir stajyerken başbakan Shinzo Abe’ye biyografisini yazacak kadar yakın olan medya mensubu Noriyuki Yamaguchi tarafından tecavüze uğrayan Ito, tecavüze uğradığı dönemde cinsel rüşt yaşı 13 olduğu için Yamaguchi’yi cezasız bırakan ataerkil hukuk sistemine karşı verdiği adalet savaşıyla Japonya’da #MeToo hareketinin öncüsü oldu. Kara Kutu adlı bir kitap da yazan Ito, cep telefonu kamerasını kendisine, polise, avukatlara ve medyaya çevirerek tuttuğu günceyle tüm kadınlara cesaret veriyor. 

Dünya prömiyerini yaptığı Tribeca Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Film Ödülü’nü kazanan Assel Aushakimova imzalı, Kazakistan yapımı Bisiklet Satrancı / Bikechess hükümeti iyi gösterecek haberler ‘üretmeleri’ için görevlendirilen bir devlet televizyonu muhabiri ve kameramanı hakkında absürt bir komedi. Filme adını veren ve ilk sahnede gördüğümüz; aynı anda bisiklete binip, satranç oynanabilen zihinsel ve fiziksel gelişimi teşvik edici icat da bu haberlerden biri, hatta gerçek bültenlerden alınıp filme eklenen bir haber. Bisiklet Satrancı, haberci olmak isterken propaganda aracına dönüşen bir memurun değişimini anlatırken medyanın devlet güdümünde olmasını ve bir gün kendilerinin de haksızlığa uğrayabileceğini düşünmeyen konformistleri eleştiriyor. 

Yönetmen Julie Navarro, Sadece Birkaç Gün / Just A Couple Of Days filmiyle tesadüfi bir şekilde göçmenlere müdahale eden polisin şiddetine uğrayınca kahraman ilan edilen müzik eleştirmeni Arthur’un öyküsünü anlatıyor. Arthur’un bu sayede tanıştığı insan hakları savunucusuna duyduğu ilgi, genç bir göçmene evini açmasına kadar uzanıyor. Yönetmen Navarro, ırkçılığın vahametini vurgulamak için gelişen olayları romantik komedi gibi yorumluyor. Fransa’nın uluslararası alanda en başarılı oyuncularından biri olan Camille Cottin’in insan hakları savunucusunu canlandırdığı film, iyimserlik aşılıyor ve anti-konformizmin önemine değiniyor. 

21 Kasım akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenecek, onur ve sinemaya katkı ödüllerinin sahiplerine takdim edileceği açılış töreni ile başlayacak festival, film gösterimleri ve söyleşilerin yanı sıra ücretsiz düzenlenecek Uluslararası Akademik Program ve VisionIST etkinlikleri ile hukuk ve sinemayı adalet ilkesi çerçevesinde bir araya getirecek.

14. ULUSLARARASI SUÇ VE CEZA FİLM FESTİVALİ FİLM LİSTESİ

ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ YARIŞMA FİLMLERİ

Boşluktaki Bedenler / Stray Bodies – Elina Psykou

Çalınan Gezegenim / My Stolen Planet – Ferahnaz Şerifi

Gecenin Kıyısı – Türker Süer

Hayaletler / Ghost Trail – Jonathan Millet

Hayallerin Eşiği / The Brink Of Dreams – Nada Riyadh, Ayman El Amir

Kırmızı Çocuklar / Red Path – Lotfi Achour

Santosh – Sandhya Suri

Süleyman’ın Hikâyesi / The Story of Souleyman – Boris Lojkine

Üç Siyah Işık Gördüm / I Saw Three Black Lights – Santiago Lozano Álvarez

 

ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ KISA METRAJ YARIŞMA FİLMLERİ

Amarela – André Hayato Saito

Çıkışlar Tımarhaneden / Exit Through the Cuckoo’s Nest – Nikola Ilić

Ekimde Gün Ortası / October Noon – Francisco Rodriguez Teare

İbrahim / Abraham – Elnaz Ghaderpour, Reza Gamini

Leela – Tanmay Chowdhary

Morî – Yakup Tekintangaç

Neredeyse Kesinlikle Yanlış – Cansu Baydar

Saklanacak Bir Şey Yok / Nothing To Hide   Masoud Bahmani

Tutsak Kadınlar / Captive Women – Itxaso Díaz

 

ADALET TERAZİSİ

Antika / The Antique – Rusudan Glurjidze

Cennetin Yanındaki Köy / The Village Next to Paradise – Mo Harawe

Hain / The Traitor – Michael Krummenacher

Ham Elmas / Wild Diamond – Agathe Riedinger

Memeli / Mamifera – Liliana Torres

Şahit / The Witness – Nader Saeivar

Tanrıların Arasında / Dwelling Among the Gods – Vuk Ršumović

 

  1. KUVVET DİRENİYOR

Bisiklet Satrancı / Bikechess – Assel Aushakimova

İşte Böyle Başlıyor / And So It Begins – Ramona S. Diaz

Kara Kutu Günlükleri / Black Box Diaries – Shiori Ito

Kurşuni Gökyüzü Altında / Under The Grey Sky – Mara Tamkovich

Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot – Rithy Panh

Sadece Birkaç Gün / Just A Couple Of Days – Julie Navarro

 

KLASİKLER

Dava / The Trial – Orson Welles – Açılış Filmi

Kara Tanrı, Beyaz Şeytan / Black God, White Devil – Glauber Rocha

Şehirde İki Adam / Deux Hommes Dans La Ville – José Giovanni

 

YAPAY ZEKÂ’NIN YENİ MARİFETLERİ

Ebediyen Sen / Eternal You – Hans Block, Moritz Riesewieck

Yapay Adalet / Artificial Justice – Simon Casal

 

SIFIR NOKTASINDAN – GAZZE’NİN  ANLATILMAMIŞ ÖYKÜLERI /

FROM GROUND ZERO : THE UNTOLD STORİES FROM GAZA

Out of Frame – Neda’a Abu Hasna

Hells’s Heaven – Karim Satoum

Charm – Bashar Al Balbisi

Awakening – Mahdi Karirah

Jad and Natalie – Aws Al-Banna

No – Hana Eleiwa

All is Fine – Nidal Damo

Taxi Wanissa – Etimad Washah

24 Hours – Alaa Damo

Selfies – Reema Mahmoud

No Signal – Muhammad Alshareef

Soft Skin – Khamis Masharawi

Flasback – Islam Al Zeriei

Fragments – Basel El-Maquosi

Offerings – Mustafa Al-Nabih

School Day – Ahmet Al-Danaf

Farah and Myriam – Wissam Moussa

Overload – Alaa Islam Ayoub

The Teacher – Tamer Nijim

Recycling – Rabab Khamis

Echo – Mustafa Kolab

Sorry Cinema – Ahmad Hassouna

Daha fazla yazı yok
2024-12-21 14:15:03