Blondie hatrına bu konser kaçmaz: Bu kez Efe Demiral Blondie’ye olan duygularını kalem aldı.
Dans etmekten yorgun düşmüş, melankolik bir ortam şımarığı Blondie benim için.
Sonbaharın ilk günlerindeki kararsız gün ışığı aynı zamanda…
Yetmişlerin sonları ve seksenlerin ortaları arasında ayarsız bir üne kavuşmuş ve sonra bu ivmelenme yavaşlamaya meyil etmiş onlar için.
Heart of Glass, Call Me, Rapture, Picture This gibi parçaları büyük bir ışıltıyla sunduktan sonra sanıyorum bu büyük şöhretin karanlığı da epey büyük oldu. Chris Stein’ın yakalandığı ciddi hastalık bu ışıltılı devrin durgu noktası oldu denebilir. Yeni dalga minvalinde post-punk, punk ve punk rock sound’larına sadık kalmış olan grup kültleşmiş topluluklardan biridir. 2000’lerin başından itibaren kazanılan ivme ve bu seneki Glastonbury performansları 6 Eylül’de gerçekleşecek Black Box İstanbul konserine gelecek Blondie hayranlarını da heyecanlandırmış olmalı.
Döneminin stil ikonu Deborah Harry’nin hemen hemen hiç değişmeyen sahne performansı konseri merak ettiren ögeler arasında.
Benim görüşümde bir daha gerçekleşmesi pek muhtemel olmayan bu konser, Blondie’nin 40 yıllık hatrı için kaçmaz!